İletişim

SISU News Center, Office of Communications and Public Affairs

Tel : +86 (21) 3537 2378

Email : news@shisu.edu.cn

Address :550 Dalian Road (W), Shanghai 200083, China

İlgili haberler

Huizhou Ziyareti


04 June 2017 | By tradmin | SISU

  • Huizhou Ziyareti 1

  • Huizhou Ziyareti 2

  • Huizhou Ziyareti 3

  • Huizhou Ziyareti 4

 

Bir

    Huizhou altı ilçeden oluşan küçük bir yerdir, Yangtze Deltasına kadar zengin olmasa da, yüksek bir kültürel yoğunluğu ve manevi uygarlık değeri vardır. Hui tüccarları, Hui operası, Hui mutfağı, Hui oymacılığı, Xin'an bilimi, Xin'an tıbbı, Xin'an okulu, Huizhou mimarisi ... uzun bir listedeki her bir tezgahı, Çin kültür tarihi hazineleri arasındandır. Eski Huizhou, şimdiki Huangshan Şehrinin ana gövdesidir.

    Sayısız ün kananan Hui tüccarlarından biri Hu Xueyan. Hu, her tüccarlarla aynıdır ki para sevmiş, daima fırsat arıyormuş. O zaman başarılı tüccarlarla arkadaş yapmış ve böylece Qing hanedanının en önemli valilerınden biri olan Zuo Zongtang’la tanışmış. Hu, gümüş, eczane, ipek ve çay işlerini yürütmekte, Jiangsu ve Zhejiang'daki işleri manipüle etmekte ve sürekli olarak hükümetten atlaslar sunmakta ve sipariş vermektedir, Adım adım ilerleyince davasının tepesine doğru yürümüş. Yabancılardan birkaç tane para almış ve bu parayla, ödediği faiz ile ödenmesi gereken faiz arasındaki boşluğu ödeyerek, muazzam miktarda para kazanmış. Para sevmesine rağmen memleketini ve yurttaşlarını daha sevmiş. Şu an kayıp toprakları kurtarmaya giden ordu besin kaynağı yetersiz kalmış ve hükümetin bölümler para toplama sorumluluğu birbirine atışmış, bu durumda sadece bir tüccar olan Hu cesur adımlarla önüne çıkarak parasının büyük bir parçasını vermiş, hükümete yardım edip Sincan’ı korumuş. Hu eski Çin’i kurtarmaya denemiş. O, yabancılardan modern teknolokileri öğrenmeliyiz diye modern üniversiteler, demiryolu, top fakültesi ve yeni savaş gemisi fakülteleri kurmak için parasının çoğu hükümete vermiş. O çağının tüccarlarında bulunmayan cesur, vatanseverlik ve analitik beceri görüyorum.

 

İki

    İki yıl önce Huangshan'da ziyaret ettim. Dai Zhen'in fonolojik bakış açısının kabaca bir anlayışıyla, kişiliğiyle ilgili merak üzerine memleketi Tunxi'ye geldim. (Tunxi, Huizhou yani Huangshan’nın başşehridir) 

     Dai yalnız fonolojik ve matematik ideolojiyle gelecek kuşaklara faydalı oldu değil aynı zamanda bir baraj inşa ettirdi ve seli yatıştı. İki yüz yıl evvel Huizhou’daki Huashanling ile Yangmeishan arasında yıllık yağışlı mevsim ve sel baskınlarından zararan bir göl vardı; Her yıl sel tarım arazilerini yok edip Tunxi şehrini sular altında bıraktı. O zaman insanlar, gölün bir kaplumbağa hayaleti tarafından tutulduğunu düşünüyorlardı, fakat Dai hayaletlere inanmadı. Dai, üç yıl meteoroloji ve hidrolojiyi çalıştı, sel sularını araştırmaya başladı ve nihayet bir taşkın kontrol programı öne sürdü. Gölün çevresinde bir baraj inşa etti, barajın tepesi 43 metre genişliğinde ve 22 metre yüksekliğinde. Normal yıllarda insanlar balık ördeklerinin yetiştirilmesini kolaylaştırmak ve tarım arazilerini sulamak için kapıyı kapatabilir. Sel felaketi olursa, kapı Tunxi’ni sulardan korumak için açılacaktır.

    Dai Zhen Anıtı Salonu'nun portresinin önünde galiba bir saat durdum, kendime durmadan soruyordum,

    Sen de geldin mi? Bir Çin aydını olarak hangi nesildensin?

    Bir türlü cevabımdan memnun kalmadan başımı sallayarak anıttan ayrıldım. Hoca Dai önümüzdeki iki yıl boyunca değerimi ve kimliğimi yeniden düşünmemi sağlayan biri oldu, sayısız uykusuz gecelerde bana karşı tartışan biri oldu, yurdumun pencereye bakarken başımda benimle konuşan biri oldu.

    İki yıl kısaydı, penceremin dışındaki renkler ve sahneler az değişmişti. Her zamanki gibi penceremi izlediğimde aniden Huizhou'ya bir daha gitmem lazım olduğunu anladım, biliyordum ki bu seyahat, sorumu çözmek için son fırsat olabilir.

 

Üç

    Huizhou’da her yer boş evler var. Dai’dan yüz yıl sonra, Hong Xiuquan’nın liderliğindeki Taiping Tianguo adlı bir köylü ayaklanması Yangtze Nehri boyunca ilerledi ve Xiang askerleriyle kavga ettiler. Subaylar ve askerler 13 yıl boyunca Huizhou’dan bir türlü ayrılmadan birbirleriyle savaştılar; bu 13 yıl boyunca ‘gemi ne küçük olursa olsun, adam ne fakir olursa olsun, hepsi kaçamadı’. Subaylar ve askerler, Xinan Nehri’ndeki ticaret gemisini kovmuştu, özel okullardaki öğretmenleri kaçırmıştı, ev saçağındaki dekorasyon ve oymaları yakmıştı... Hu’nun bütün gayretle korumak istediği Huizhou, Dai’nın bütün ihtiyarlığı boyunca bir daha bir göz attığı istediği Huizhou, ölmüştü.

     Savaştan sonra Huizhou nüfusu %70 azalmıştı, ilçelerde evlerin çoğu boş olmuştu. Sadece kuşların hüzünlü ötüşü kalmıştı.

 

 

 

Dört

     Su kelimesi aklıma geldi. Su, nehir ve ırmak demektir, bir de Çince bağlamında zenginliğin akımı da şiir, muzik ve resim de su gibidirler. Akar sular Huizhou’da bir araya gelip, buradaki tüccarları ve aydınları uyandırır.

     Zaman de su gibidir. Yemyeşil Xinan Nehri kıvrıla kıvrıla doğuya gider, Yanzhoudan Hangzhouya geçti, kıyısındaki şehirler yüzyıllar boyunca sıralarla gelişir ve çökür.

     Başka nehirleri aklıma geldi. Sevdiğim masmavi Heng Nehri aklıma geldi. Şangaydaki sayısız Jing’ler, Bang’lar, Wan’lar ve Pu’lar aklıma geldi.

    Bin yıl boyunca düşüp kalkarak gelişen Hui tüccarları aklıma geldi. Sayısız aşk, nefret, kavga ve macerayi gösteren Hui aileleri aklıma geldi. Sonraki yabancı işgalcilerin tüfekleri ve topları aklıma geldi. İç savaşın Hui kültürü üzerinde yıkışı ve çiğneyişi aklıma geldi. 1930’larda Şangay’dan Huizhou’ya göçen binlerce mülteciler aklıma geldi.

     Anladım. Artık bunları millet acısından sonra çıkan yara izi gibi görmüyorum çünkü, Şangay ile Huizhou’nun suyun karakaleri görüyorum-- açık fikirli, eğitim ve ticarete çok değer veren, cağın yeni fikirlerini temsil eden şehir.

     Hem Huizhou hem de Şangay az kalmış harap oluyordu, ama suyun karakteri kaybetmediler. Bu karakter, sokaklar başındaki anıtta veya müzelerdeki taş yazıtta bulunamaz ama, sonsuza dek Şangay’lılar ve Huizhou’luların gönlünde hakkedilir, onların günlük adımında ve tebessümünde kolayca bulunabilir.

     Parlak ışıklı Bund ve karşısında bulunan, on yıl içinde kurulan Pudong Serbest Ticaret Bölgesi aklıma geldi. Deng Xiaoping’in Huangshan Dağı’nda yaptığı konuşma ve Huangshan Dağı’nı Yangtze Deltaya birleşen Hangzhou-Huangshan Yüksek Hızlı Demiryolu aklıma geldi.

     Geldim. Ben, Çin'in uluslararasılaşması altındaki nesilden genç bir aydınım. Çin’in dağları ve nehirleri severim, Çin’in harfı ve dili severim, çağ nehrinin ağzında duruyorum, bir dalma su olmak istiyorum. Dünya’nın Babil Kulesi’ni görmek istiyorum.

     Sorumun doğru cevabı buldum. Bunu düşününce gönlümde bir titreşim duyurum, ıkış üstümden döküyor gibi aklımda tertemizdir, ışıl ışıl parlıyor.

     Huizhou’da birkaç gün daha durmak istiyorum, buradaki simsiyah kiremit ile gri duvarı inç inç öpmek istiyorum, dere ile taş yazıtları inç inç okşamak istiyorum.

     Hongcun Köyü’nde yürümeye devam ederim. Şimdi bir Huizhou kadın aklıma geliyor.

     Sıradan bir kadındır. Vücudu ince, cildi beyaz görünüyor, Onun Çin saç topuzu zarif ve güzel. Uzun ömrü boyunca burada kalıyormuş, her yerliyi tanıyormuş. O da Huizhou’nun bir liman olduğundan sonra güneyden gelip ticaret yapan yeni bir göçmendir.

     Yüz yıl önce, Şangay’dan gelen giysiler hep güzel diye kendi diktiği ‘Cheongsam’ı giyer. Seksen yıl önce, ben modern feministim diye bütün gün moda batı kılık takımları giyer. Elli yıl önce acı günlerde simsiyah bluzunun içinde kaderle savaşıyormuş.

     O, fakir olarak doğmuş, ne tarihle ne de siyasetle ilgeniyormuş, bunlar beni ilgilendirmez diye çayı taşarak satış yapmaya gidiyormuş. O da zengin bir ailede doğmuş, okulda okur yazar olmuş, Kant ve Nietzsche’yi seviyorumuş, çatı katında kendi yanağını tutarak beyaz atlı prensi düşünmek de seviyormuş.

     O saygıdeğer bir üniversiteye kabul edilmiş, kentselde enerjik, gayretli ve tutumludur, metroyla işe gidiyormuş ama ara sıra gece kulübüne gidip deliriyormuş. O da Çin Üniversite Giriş Sınavı’ndan sonra köyünü geri dönmüş, hava durumu tahminine gözlerini dikiyormuş çünkü hava nemli ise evindeki kaligrafi ve boyamayı saklamalımış.

     Görmemistim amd onu her yerde görebiliyorum duyuyorum. Onun mutlu ya da üzgün olduğunu her saniyede biliyorum, yüz yıllar boyunca tenindeki en küçük değişiklik hatırlayabiliyorum.

      O, Chang Nehri’nin hızlı akımındaki yavaş bir darbedir. Huangshan Dağı’nın mor sisindeki yeşil bir taştır. Kasabanın özel okullardan çıkan okuma sesidir. Şehrin sokaklardan yankılan çan halkadır.

       O da bir damla sudur, o, bütün şehri çekerek geleceğe akıyor.

 

 

Yazar: FANG Zhaoxu (Kartal)

 

 

 

 

 

Bu link paylaşalım:

İletişim

SISU News Center, Office of Communications and Public Affairs

Tel : +86 (21) 3537 2378

Email : news@shisu.edu.cn

Address :550 Dalian Road (W), Shanghai 200083, China

İlgili haberler